Pınar Çiçek Özcan: Eğitim ve Yaşamda Bütünsel Yolculuk

“Kendini bilmek, dönüşümün kapısını aralar”

-

Sizi tanıyarak başlayalım… Eğitim ve yaşam koçluğu yolculuğunuz nasıl başladı? Bu alana yönelmenizi sağlayan temel motivasyonlar nelerdi?

Ben Pınar Çiçek Özcan. Ankara’da yaşıyorum. Eğitimciyim, bunun yanı sıra koçluk yapıyorum. Okumayı, gözlem yapmayı, kendimle zaman geçirmeyi ve seyahat etmeyi çok seviyorum.

Koçluk alanına nasıl yöneldiğime gelince; eğitimci kimliğimin de etkisiyle “insan” ve “davranışlar” üzerine çok kafa yorardım. “Nasıl katkı sağlarım, nasıl dönüştürürüm?” diye düşünürdüm. Öğretmenliğimin ilk yıllarında okuduğum bir kitapta karşıma çıkan ve hepimizin aşina olduğu Yunus Emre’nin:

“İlim ilim bilmektir,

İlim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsen,

Ya nice okumaktır.”

dizelerindeki “Kendini bilmek” ifadesi bende yeni bir kapı araladı. Kendime yolculuğum böylece başlamış oldu. “Kendimi nasıl daha iyi tanıyabilirim?” sorusundan hareketle çeşitli eğitimler aldım ve bu yol beni koçlukla buluşturdu. Koçluk hayatıma renk, keyif ve heyecan katan bir alan. Yani kendim için doğru yerdeyim ve bu da motivasyonumu artırıyor.

Eğitim Koçu ve Yaşam Koçu unvanlarınızı birlikte taşıyorsunuz. Bu iki alanın birleştiği noktada danışanlarınıza nasıl bir bütünsel yaklaşım sunuyorsunuz?

Koç, bireyin yanında olan, onunla birlikte yürüyen, bireyin kendini tanımasına, potansiyelini fark etmesine, hedefini netleştirmesine ve arzu ettiği hedefe erişmesine destek olan yol arkadaşıdır. Koçluğun diğer alanları içinde hareket noktası, bireyin kendini tanımasıdır.

Eğitim ve yaşam koçluğunun birleştiği noktada danışanlara sunulan yaklaşım, bireyin tüm potansiyelini tek bir çerçevede görmek üzerine temellendirilir. Bunu şöyle açıklayabilirim:

                •             Bireyi bütün olarak değerlendirmek: Örneğin sınav kaygısı yaşayan bir öğrenciyle sadece bu alanda değil, aynı zamanda stres yönetimi, özgüven ve yaşam dengesi üzerinde de çalışılır.

                •             İç motivasyonu güçlendirmek: Eğitim koçluğu bireye hedeflerine ulaşma noktasında strateji verirken, yaşam koçluğu hedeflere giden yolda motivasyonun sürdürülebilir olmasını sağlar.

Bunların yanı sıra zaman yönetimi, duygusal dayanıklılık gibi başlıklarla çalışırken, eğitim koçluğu daha çok hedef odaklı; yaşam koçluğu ise sürdürülebilirliği esas alır.

Sosyal medya paylaşımlarınızda sık sık ilham veren ifadelere yer veriyorsunuz. Sizin için ilham nedir ve bu duyguyu danışanlarınıza nasıl aktarıyorsunuz?

İnsan en çok kendine yabancıdır. Kendini tanıdıkça, kendinin farkına vardıkça hem potansiyelini hem de sınırlarını görür. İşte gerçek değişim ve dönüşüm bu noktada başlar.

Kişi kendini arındırdığı, dönüştürdüğü ölçüde özüyle bir olur. İlham bence kalbin, özün sesidir. Kişiye nereye, nasıl gitmesi gerektiğini, hangi adımları atması gerektiğini fısıldayan sestir. Aslında ilham hep gelir. Fakat kişi kendini sevdiği, onardığı, sadeleştirdiği ölçüde ve yüreğinin rehberliğine inandığında ilhamları duyar olur.

Masal anlatıcılığı da yaptığınızı görüyoruz. Masalların koçluk sürecinde ya da kişisel dönüşümde nasıl bir etkisi olduğunu düşünüyorsunuz?

Masallar koçluk sürecinde bir araçtır. Çünkü semboller, metaforlar ve evrensel temalar üzerinden kişinin içsel dünyasına ulaşmayı sağlar. Masalların koçluk sürecinde sağladığı bazı dönüşümlere örnek verecek olursak:

                •             Bilinçaltıyla bağ kurma: Masallar bilinçdışına hitap eder. Kişi kendini bir kahraman ya da olayın içinde görerek kendi kritik gediğini fark eder. Bu, içsel dönüşümün kapısını aralar.

                •             Yansıtma ve farkındalık: Danışan masaldaki karakterlerle özdeşleşerek kendi güçlü ve zayıf yönlerini fark eder. Masal adeta bir ayna görevi görür.

                •             Çözüme giden yol haritası: Masallar genellikle bir yolculuğu anlatır. Kahraman yola çıkar, sınavlardan geçer, kendini keşfeder ve dönüşür. Bu yapı koçluk sürecindeki değişim yolculuğuna ilham verir.

                •             Direnci artırma ve içsel gücü keşfetme: Masallar kişilerin karanlık yanlarına ışık tutar ve kabulünü kolaylaştırır. Bu, derin bir içgörü ve güven oluşturur.

                •             Yeni anlamlar yaratma: Masallarda çözüm her zaman mümkündür. Bu umut verici yapı, kişiye “Ben de başarabilirim.” hissini aşılar.

Masallar koçlukta şu durumlarda etkili olur:

                •             Kendini ifade etmekte zorlanan bireylerde

                •             Duygusal tıkanıklık yaşayan bireylerde

                •             Özdeğer, özgüven, cesaret gibi alanlarda çalışırken

                •             Yaşam amacını ve kimliğini arayan bireylerde

İnsanların en çok hangi konularda desteğe ihtiyaç duyduğunu gözlemliyorsunuz? Özellikle eğitim ya da yaşam alanında karşılaştığınız ortak sorunlar neler?

Kendini tanıma, kendini sevme, kişisel gelişim, aile içi iletişim, sosyal iletişim, mesleki yönlendirme, zaman yönetimi, kaygı ve korkuyu minimize etme gibi başlıkları sayabilirim.

Hem eğitim hem yaşam alanında kişiler kendi potansiyelini kullanmakta zorlanıyor. Aslında kaynaklar mevcut fakat erişim yolları bilinmiyor. Koçluk burada devreye giriyor. Egolarından arınmış, tarafsız bir yaklaşımla, en önemlisi de doğru sorularla kişinin kendi çözümüne ulaşmasını sağlıyor.

“Gerçekten neye ihtiyacın var?” gibi sorular yöneltiyorsunuz. Danışanlarınızın kendi ihtiyaçlarını fark etmesi sürecinde sizce en kritik adım nedir?

Kişinin kendi ihtiyaçlarını fark edebilmesi için en kritik adım; kendisini yargılamadan gözlemlemesidir. İnsan, kendi dışına çıkabildiği, kendinin ötesine gidebildiği ölçüde hakikatini keşfeder ve bu noktada “Gerçekten neye ihtiyacı olduğunu” fark eder.

Bunu fark eden birey ise kendini tanıyabilme cesaretini gösterir. Kabuğunu kırar, konfor alanını terk eder ve olduğu kişiden olmak istediği kişiye doğru yola çıkar.

Ankara’da aktif olarak çalışmalar yürütüyorsunuz. Bölgesel olarak baktığınızda, yaşadığınız şehirde kişisel gelişime olan ilgi sizce ne düzeyde?

Günümüzde insanlar çok daha bilinçli ve bilgiye erişim çok daha kolay. İş hayatının yoğunluğundan bunalan insanlar kendilerine alan açabiliyor. Ankara, malumunuz, büyük ve yoğun bir şehir. Burada kişisel gelişime olan ilgi son yıllarda gözle görülür şekilde arttı.

İnsanlar kendilerini tanıma ve potansiyellerini ortaya çıkarma konusunda daha bilinçli adımlar atıyor. Eğitim ve yaşam koçluğu gibi alanlar da bu ilginin bir parçası. İnsanlar sadece mesleki başarıya değil, bunun yanı sıra içsel huzur ve yaşam dengesi gibi konulara da yatırım yapıyor.

Koçluk hizmetleri açısından değerlendirirsek; insanlar arayışta ve harekete geçmeye hazır. Fakat çoğu zaman tek başına ilerleyemiyorlar. Nereden başlayacaklarını bilemiyorlar ve dış motivasyona ihtiyaç duyuyorlar. Koçluk, tam da bu noktada en etkili kişisel gelişim yaklaşımlarından biri olarak öne çıkıyor.

Son olarak, sizi takip eden ya da koçluk almak isteyen kişilere bir mesaj vermek isteseniz, ne söylemek isterdiniz? Hayatın yoğun temposu içinde kendimize nasıl bir alan açabiliriz?

“Yaşamak ve ölmek için sebebi olmayan trajedi yaşar.” Uğruna yaşayabileceğimiz ve ölebileceğimiz ideallerimiz olmalı. Dünyadan alacaklı değiliz. “Ben ne katkı sağlayabilirim?” gayesiyle yaşamalıyız. Bu doğrultuda kabiliyetlerimizi ve potansiyelimizi göz önünde bulundurarak sürekli kendimizi geliştirmeliyiz. En önemlisi, bunları yaparken muhakkak sevgiyle yapmalıyız.

Son olarak sevelim… Gerçekten sevelim…

Kendini bil, potansiyelini keşfet, sevgiyle dönüştür.